AK PARTİ KARAMAN TEŞKİLATI SUÇ DUYRUSUNDA BULUNDU

AK Parti Karaman İl Teşkilatını temsilen, Fikri Sağlar, Can Ataklı ve İlker Başbuğ hakkında Türk Ceza Kanununun 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme' başlığını taşıyan 216'ncı maddesine istinaden, Cumhuriyet Başsavcılığımıza suç duyurusunda bulundu

YAPILAN AÇIKLAMADA;
"AK Parti Karaman İl Teşkilatını temsilen, Fikri Sağlar, Can Ataklı ve İlker
Başbuğ hakkında Türk Ceza Kanununun “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme”
başlığını taşıyan 216’ncı maddesine istinaden, Cumhuriyet Başsavcılığımıza
suç duyurusunda bulunduk.

Bilindiği gibi, Türkiye Cumhuriyeti devleti, doğrudan milletin yürüttüğü ve
onun temsilcisi olan Büyük Millet Meclisinin yönettiği bir istiklal
mücadelesi sonunda kurulmuştur.
Temelinde milli iradenin üstünlüğü olan Cumhuriyetimiz, çok partili siyasi
sistemle birlikte, bu vasfını siyasi alanda da tam manasıyla hayata
geçirmeye başlamıştır.
Elbette, en başından beri her dönemde milli iradenin üstünlüğünü
hazmedemeyenler olmuştur.

Milli irade düşmanlığı, kimi zaman darbeci, kimi zaman vesayetçi, kimi
zaman marjinal akımların temsilcisi olarak karşımıza çıkmıştır.

Hepsi de faşizmin en ilkel, en karanlık, en nobran söylemleri ve
eylemleriyle millete, milletin değerlerine, tarihine, kültürüne saldıran
köhne zihniyetin mensuplarıyla mücadele etmek, kendine bu ülkenin demokrat,
yerli ve milli bireyi olarak gören herkesin en başta gelen sorumluluğudur.

Yakın tarihte 28 Şubat’tan 15 Temmuz’a kadar uzanan nice acı hatıraları
hala hafızasında canlı olan milletimiz, faşist zihniyete karşı gösterdiği
ilkeli ve güçlü duruş sayesinde, ülkemizin en büyük kalkınma ve demokrasi
atılımının partimiz vasıtasıyla gerçekleştirilebilmesini sağlamıştır.

AK Parti olarak en büyük gururumuz ve mutluluğumuz, bu büyük atılımda
milletimizin temsilcisi olarak mücadele safının en önünde yer alıyor
olmaktır.

Türkiye’nin kalkınma ve demokrasi yolculuğunda kat ettiği mesafe deki
başarısı; akıl, vicdan ve izan sahibi herkes tarafından takdirle teslim
edilmektedir.

Bu sayede ekonomiden hak ve özgürlüklere kadar her alanda dünyanın en
gelişmiş ülkeleriyle mukayese edilebilecek bir yere geldiğimizi en iyi
milletimiz biliyor.

2023 hedeflerinde somutlaşan büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası
gayretlerimizi, inşallah, zaferle neticelendireceğiz.

Tabii bu süreçte, eski Türkiye’de kaldığını ümit ettiğimiz faşist
zihniyetin, bulduğu her fırsatta adeta hortlamasının yol açtığı
tedirginliği de hep birlikte yaşıyoruz.
Kimi zaman milli iradenin tecelligahı olan Meclis’in mehabetini bozan, kimi
zaman medya mecralarını kirleten, kimi zaman eskiden mensubu oldukları
kurumların saygınlığına zarar veren bu zihniyet sahipleriyle hukuk önünde
hesaplaşmakta kararlıyız.

Bu örneklerden biri, CHP’nin resmi yayın organı olan bir televizyon
kanalında “başörtülü bir hakimin tarafsız olamayacağını ve adil yargılama
yapamayacağını” söyleyen, eski milletvekili ve bakan Fikri Sağlar’ın ortaya
koyduğu tavırdır.

Türkiye’nin artık geride bırakmış olması gereken, büyük acıların çekildiği
ve bedellerin ödendiği bir meseleyi yeniden gündeme getiren bu kişi,
CHP’nin demokrat yaldızı altındaki faşist yüzünü bir kez daha sergilemiştir.

Gazeteci kimliğiyle yaptığı bir sosyal medya paylaşımında ise Can Ataklı,
Cumhurbaşkanımızın seçimle gitmeyeceğini, ordunun darbe kabiliyetinin
kalmadığını, artık tek ümidin ülkenin halkta öfkeye yol açacak büyük bir
felakete uğraması olduğunu söyleyebilecek kadar derin bir sefalete
düşmüştür.

Darbe ve felaket çığırtkanlığı yapan bu zihniyet, ülkemiz için bizatihi bu
tehditlerin kendisi kadar tehlikelidir.

Aynı şekilde, Genelkurmay eski Başkanlarından İlker Başbuğ’un, 27 Mayıs
darbesinin, şayet rahmetli Menderes erken seçim kararını ilan etseydi
olmayabileceği, böyle bir durumda da iktidarın zaten CHP’ye geçeceği
yönündeki açıklamaları, zihinlerin gerisindeki darbe sevdasını açık
etmiştir.

Sadece bu üç örnek dahi, Türkiye’nin 97 yıllık Cumhuriyet tarihinde elde
ettiği milli iradenin üstünlüğünü esas alan kazanımları hala hazmeyenlerin,
vesayet ve darbe dönemlerinin özlemiyle yanıp tutuştuğunu göstermeye
yeterlidir.

Demokrasi tarihimiz de siyaset darbelerle her dönem inkitaya uğratılmıştır.

Bugün seçilmişlerin en kritik demokratik mücadele süreci devam ederken, bu
tür söylemlerin ve yaklaşımların, kesinlikle iyi niyetli olmadığı,
arkasında farklı ajandaların ve gayelerin bulunduğu tartışmaya mahal
vermeyecek şekilde açıktır. Unutulmamalıdır ki terörle ve her türlü vesayet
odağı ile mücadele demokrasiyi koruma mücadelesidir.
Hak ve özgülük mücadelesinde ülkemizin elde ettiği kazanımlara, vesayetten
darbeye, terör örgütlerinin saldırılarından uluslararası tuzaklara kadar
nice badireleri göğüsleyerek sahip çıkan milletimizin, bu karanlık
zihniyete de hak ettiği dersi, demokrasi ve hukuk sınırları içinde
vereceğinden şüphe duymuyoruz.

Türkiye’nin 81 vilayetindeki AK Parti teşkilatları olarak biz de, yapılan
bu saldırıları; demokrasinin kalbi milli iradeye, onun taşıyıcısı siyaset
kurumuna ve nihayetinde bizatihi demokrasimize, partimize ve seçilmiş
Cumhurbaşkanımıza yönelik bir saldırı olarak görüyor ve hukukun bize
verdiği hakları kullanarak, suç duyurusunda bulunmak suretiyle, milletimize
ve tarihe karşı görevimizi yerine getirdiğimize inanıyoruz. Tüm diğer
siyasi partileri de demokrasi karşıtı bu açıklamalara tepki vermeye davet
ediyoruz.
Benzer her türlü girişime karşı da aynı kararlılıkla mücadele edeceğimizi
de özellikle belirtmek istiyoruz." denildi.