ALTAYLARDAN KARAMAN'A KARAMANLILAR

Karaman ve Karamanlıların ilk kaynaklardan başlayarak eski tarihleri pek araştırılmamıştır.

Oysa Karamanlıların pek çok eski Türk Destanlarında adının geçtiğini ve tarihleri hakkında çıkarımlar yapabileceğimizi tüm Türk dünyasındaki eski destanları incelediğimizde ve yer adlarından hareketle görürüz. Eski Türk destanları ve yer adları bilimi, tarihi belgelerin olmadığı dönemlerde yer alan konularla ilgili önemli kaynaklardır. Öncelikle Karaman bir şahıs adı olmayıp büyük bir boyun adıdır. Türkistan’dan Anadolu’ya ve Balkanlara hatta Kafkasya’ya kadar Karaman adına bir şekilde rastlanır.[1]
Karamanlıların, Karamanoğullarının tarihi kaynaklarda geçenlerle sınırlı değildir. Böylesine köklü bir tarihe sahip Karamanlıların eski tarihi ne yazık ki karanlıkta kalmıştır. Eski Türk destanlarında Karamanlılar sıklıkla geçmekte ve tarihlerinin gerçekleri ortaya çıkmaktadır. Orta Asya’da bulundukları dönemlere ve nerelerde yaşadıkları konusunda, nerelere gittikleri konusunda ilginç açıklamalar bulunmaktadır. Yine sanıldığı gibi Anadolu’ya gelişi 1200’lü yıllarda değil, Tuğrul Bey’in Anadolu akınlarına katıldığı, Malazgirt Savaşı’nda Sultan Alparslan’la beraber hareket ettiği, ilk dönem beyliklerinden Artukoğlularının ana omurgası olduğu belgelerle yer adları bağlamında sunulmaktadır.
Özellikle Kazakların “Kuplandı Batur” destanında olayların neredeyse ana teması Karamanlılardır. Karamanlıların kahramanlıkları, Kuzey Karadeniz taraflarına dahi gidip “Kazan’ı almaları, Batur’un Karamanlılara uyarıları ve yol göstermesi gibi pek çok konu bu destanda işlenmektedir.
Oysa kayıtlarda böyle bir açıklama yoktur. Ama yer adlarına bakıldığı zaman ilk yerleşkelere verdikleri isimler ipuçları vermektedir. Her aşiret veya boy ilk aldıkları yerlere, dağına taşına, ırmağına, kuyusuna, deresine kendi geldikleri yerlerin isimlerini vermişlerdir. Bizlerde bu yer adları sayesinde o aşiretlerin ilk bulundukları yerleri, geliş yerlerini, gelirken izledikleri yolları ve tarihlerini de takip etmekte ve hatta boylarını bulabilmekteyiz.[2]
Destanlar, atalarımızdan bize kalan değerli bir miras olarak milletimizin tarihini, geçmişten günümüze dek devam eden gelenek ve göreneklerini, hatıralarını, yaşadığı olayları aktarırlar. Hem edebî hem de tarihî anlamda destanlar önemli belgelerdir. Oysaki Eski Türk destanları ve yer adları bilimi, yeterli yazılı tarihi belgelerin olmadığı dönemlerde yer alan konularla ilgili önemli kaynaklardır.
Coğrafi olarak bakarsak Karaman adına ilk defa Altay Dağlarında İrtiş Irmağı çevresinden bahseden Başkurtların destanı KuzıyKürpas’tagörürüz. İrtiş ırmağının doğduğu yerde başlayan olaylarda Karaman bir çobanın adı olarak geçmektedir.  “Bu yabancı süvari çabucak bir ok atımı mesafeye yakınlaşınca Karabay, bunun kendi çobanı Karaman olduğunu anlar ve:
-Nasıl bir haber alıp geldin? diye bağırarak sorar.
-Müjde! der çoban. -Genç hanımın Altışa, sana bir oğul doğurdu![3] [1] -Osman Ülkümen, 2018, “Destanlar ve Yer Adları Bağlamında Orta Asya’dan Ermenek’e Karamanlılar”, C. I. s.251-270[2] - Osman Ülkümen,  2018, “Destanlar ve Yer Adları Bağlamında Orta Asya’dan Ermenek’e Karamanlılar”, Uluslararası Ermenek Araştırmaları Sempozyumu özet kitabı, s. 296-297[3] - http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/12865,alpamisbatirdestanipdf.pdf?0


Bu haberi işitince çok sevinen Karabay, dostuyla yoldaşlarını kucaklar, güzel haber için çobanına teşekkür eder, ona kendisinin güzel atını armağan eder. O sırada yeşil çimene serilmiş olan kilimlerin üstüne tabaklar yerleştirilip pişen etler bölünüp konulur. Karabay’ın yoldaşları, et doğramak için bıçak saplarlar. Pişen koyun başlarını, hürmet göstergesi olarak iki batıra yedirirler. Karabay’ın iyi haber getiren çobanını da aş yanına oturturlar.
Destanları incelerken Oğuzların ve Karamanlıların ilk yurtlarını bilmekte fayda vardır. Oğuzlar, M.S. IX. Yüzyıla kadar üst yurt ve Türk Yurdu diye adlandırılan Ural Dağları’nın doğusundaki Hazar Denizi ile Aral Gölü’nün kuzeyindeki Altay Dağlarının batısındaki bölgelerde yaşamaktadırlar. Miladi 840 yılına doğru Uygurların tazyiki ile batıya ve güneye doğru göç etmişlerdir. Bu yıllardan sonra da Müslümanlığı kabul etmişlerdir.[1]
Karamanlılar ise bunlarla beraber Anadolu’ya göçlerden evvel Amuderya yakınında İlyahk adlı mevki ile bu nehrin batısındaki Balkan Dağlarında yaşamaktadırlar. Moğol baskıları sonucunda da Azerbaycan Şirvan taraflarına gelmiş burada bir müddet yaşamıştır. Burada kalanlar Karakoyunlu devletinin kuruluşunda önemli roller oynamıştır.[2]
Oğuz boylarından olan Karamanlıların Anadolu'ya ne zaman geldikleri net olarak belli değildir. Tarihçi Reşidüddin, Onların, Tuğrul Bey (1037-1063) ile birlikte Karaman ve Menteşeoğulları'nın 20.000 çadır kadar kalabalık bir kütle halinde Anadolu'ya geldiklerini ve Tuğrul Beyin dönmesinden sonra burada kaldıklarını bildirmiş olduğu gibi, Moğol istilâsından kaçmak suretiyle geldiklerini kaydeden kaynaklar da vardır. Karamanlıların Anadolu'daki yerleşmelerine ait kesin tarih Birinci Alâeddin Keykubat zamanına rastlamaktadır. Alâeddin Keykubat Karamanlıları 1228 de Ermenek,  yöresine yerleştirmiştir. (http://www.ttk.gov.tr/index.php?Page=Print&SayfaNo=323&Yer=StandartSayfa
Kazakların milli destanı olan Kuplandı Batır destanında Karamanlıların 8-12. Yüzyıl arasındaki yaşantıları ve ilişkileri ile ilgili çok önemli bilgiler yer almaktadır.Kuplandı Batır destanında bizim tespitlerimize göre 114 yerde Karaman ismi geçmektedir. Başlangıcında Kuplandı ile ilişkisini şöyle başlatırlar.   O anlarda bugünkü Tataristan’da[3] Kazan adına bir batır ortaya çıkar, Nogaylı’nın yerini, Kırlı şehrini ve Sırlı şehrini işgal eder. Kırlı şehrine beğlerini, Sırlı şehrine de acımasız askerlerini yerleştirir, sahiplenmeye başlar.
Kazan’ın bu işini, aşağıya doğru yörelerde yer alan kırk bin çadırlı Kıyat İlinde Seyil’in oğlu Karaman Batır duyar, atına eğer çekerek “atasının oğlu” lafını kirletmeden “Nogaylı’nın topraklarına Kazan’ı kondurmamız sülalemize atılan taş değil midir?” şeklinde seslenerek ata biner, düşmana doğru yönelir.Karaman adı destanın ilk bölümünden sonra başlar destanın sonuna kadar devam eder. Bazı bölümlerde ara ara Karaman ile Kuplandı arasında soğukluk var gibi gösterilmek istense de hemen tekrar beraber mücadele ederler. Hatta destanın sonuna doğru Karaman’ın kahramanca dövüşü de verilmektedir. Bu kahramanlarla beraber Koblandı’nın oğlu Bokenbay’ın ve Koblandı’nın arkadaşı olan Karaman'ın karakteri daha dikkat çekici tasvir edilir.
Destanda anlatılan Kıpçakların 12. Yüzyılda Karadağ’ın kuzey taraflarında yaşadıklarını anlıyoruz. Karamanlılarda kırk bin çadır olarak Karadağ’ın aşağılarında yaşamaktadır.
Tanrı Dağlarının devamı niteliğinde olan Karadağ adı bize yabancı gelmemektedir. Karadağ Karaman’ın kuzeyinde volkanik dağ adıdır. Kara Türklerde aynı  [1]- Faruk Sümer, 1980, s. 26-37[2] - ŞıhabeddinTekindağ “Karamanlılar” İslam Ansiklopedisi c.6, 316[3] - Kazan, bu gün Rusya’da İdil nehri kıyısında bulunan Tataristan’dadır.


yönü işaret etmektedir.Kazakistan Karadağ’ın çevresinde Köksu (Göksu), ünlü Tamgalısay kaya resimlerinin olduğu bölgededir. Karaman’ın güneyindeki nehrin adı da Göksu’dur. Yine Kazakistan’da Karadağ,Arıs nehri boyundadır. Karamanoğlu Mehmet Bey’i Bulgar Dağlarında saklayan ve eğiten, her türlü ilme vakıf olan kişinin adı Arız’dır. [1]
Alpamış, Özbek, Karakalpak, Kazak ve en eski soy/köken’den olan Kungratlar’ın paylaştığı, onların hayat tarzlarını anlatan bir destandır. Alpamış bu yerli Orta Asyalı halkların edebiyatında yerini almıştır. Özbekler, Kazaklar, Kırgızlar, Türkmen ve Karakalpaklar Alpamış’ı okumuşlar ve sevgiyle benimsemişlerdir.
Alpamış Destanlarında Karaman şu şekilde geçer:
711. yalgancıda men bir bahtı Karaman * men ayrıldım Dost Muhammed
712. balamdan * şükür eyledim din Muhammed dinine * yalgancıdan Allah deyib
713. ötübbaraman. * Ol sözüne Alpamış dostu yığlab, Karacan dostu
714. hem yığlab. Cevab gül Barçındı: * SultanımnıngBatırımnıng atı gelgan
715. ohşaydıbarıb bir göz aydayın * bir kutlu bolsun aytıbkaytayım. * (Paksoy, 2012: 95)
 
Kalmuklarda varmış,Karaman adında bir bahadır.
Her biri bine bedel,Hizmetindeymiş sayısız bahadır.
On karadan bir kara,Zekât olarak alıp yiyormuş.
"Güzel Gülbarçın'ı,Vereceksin bana!" diyormuş.
Kökpar[2] oynatıp her gün,Kız oynağını[3] gösteriyormuş...[4]
 
Alpamış destanında geçen olaylara bakıldığı zaman Altaylardan başlayan bu destan Sir Derya boylarına gelmiş ve burada zamanının olayları da eklenerek katmanlar halinde her boy kendince söylemiştir.
Abdülkadir İnan, Makaleler ve İncelemeler adlı eserinde “Karaman İsminin İntişar Sahasına Dair” adlı başlıkla Karaman adının Türkistan’da yer almasını işlemiştir. Ona göre, Oğuz boylarının kabile isimlerinin izledikleri yollar izlenerek önemli belgelere ulaşılabilecektir. İnan makalesinde, Karamanlıların, Azerbaycan ve Anadolu’ya geçmeden evvel bıraktıkları izlere ait notlar sunmuştur. Karaman tarihi açısından oldukça önemli olan bu notlardan özetler sunuyoruz.
 
“Malumdur ki, Karamanlar yirmi dört Oğuz boyunun "Salur" boyundandır. Oğuzların Türkistan'da bilhassa Sirderya havzasının kuzey tarafında bulundukları zaman bu Karamanlar, "Salur"ların mühim şubesini teşkil etmiş olsalar gerek ki nehirler, arıklar, destani kahramanlar, Şamani ruhlardan bazıları ve Türkmen heyeti haricindeki bazı kabilelerin küçük oymaklarında bu isim hala yaşamaktadır.
 

    Karaman" Kazak - Kırgızların "Kiçi yüz" heyetindeki Bayoğlu kabilesinin "tana" şubesinde ufak bir oymaktır. "Orta yüz" heyetinde bulunan "Argın" kabilesinde "Karaman" bir şubedir; "Tülek" "Süyündük" isminde iki oymaktan ibarettir.

 

    Karaman" eski Oğuz yaylalarının kuzeyinde (bugünkü Şamara vilayetinde) olan iki nehir ismidir ("Ulu Karaman", "Kiçi Karaman") Bu nehirler İdil (Volga) nehrine sol taraftan munsab olurlar. Buralar en iyi otlak ve yaylalar olduğundan isimlerini nehirler üzerinde bırakacak derecede oturabilmek için "Karamanların kuvvetli bir kabile olması lazımdır.

 

    On altıncı asırda buralarını bırakıp daha cenuba gitmek mecburiyetinde kalan "Nogay Orduları"nın sükûtu devrine ait destanlarda bu nehir zikrolunuyor:

"Ulagan" minen "Bızavlık",  "Ulstan" minen "Karaman",  "İyesizkalur Nogay menden son."
 

    Sabık Buhara Hanlığındaki büyük arıklardan biri ve bu arık üzerindeki iki yüz hanedan ibaret olan köy "Karaman" ismini taşıyor. Bu havalideki birçok arıklar "Türkan arık" ve "Karahanlar arık" gibi ananevi isimler taşımaktadır.

 

    Karaman" Kazak-Kırgız Şamani (Baksi) ilahilerinde bir ruhun (cinin) ismidir. Bu ruh Şaman'ın ecdadından kalan bir mirastır.

Cinning atı Karaman indi kayda baramın?
Atamdan kalgan Karaman seniminenbolaman.
Ülgüsüzköylekbiçmeyminaytkanımdıkılmasang.
Cinin adı Karaman, şimdi nereye varayım?
Babamdan kalmış Karaman, şimdi seninle uğraşacağım,
Örneksiz gömlek biçmiyorum. Dediklerimi yapmazsan.
 
Dikkate şayandır ki bu ilahilerin diğer parçalarında Oğuz (bilhassa Salur ve Bayındır) ananelerini söyleyen "Dede Korkut" da zikrolunmaktadır. Burada zikrolunan şamanın "Karaman" isimli hami ruhu da Oğuz, bilhassa Salur - Karamanların "Bayendir Kültü" ile alakadar olabileceği akla geliyor. Zaten bu "ilahiler" Oğuzların eski merkezi olan Sirderya havzasında yaşayan Baksı (Şaman) dualarında ve destanlarda ise pek eski devre ait ananevi ceddiala isimlerinin muhafaza olunduğu malumdur.
 
"Karaman" ismini taşıyan coğrafi mevkilerin havalisinde yahut bu ismi taşıyan kabilelerin civarında Oğuzların ananevi isimlerinden birine tesadüf olunur. Buhara'daki "Karaman" Arık havalisinde "Boz Oklu" kışlak, "Karaman nehirlerinin yukarı tarafında Bozoluk (Bızavlık) ki, bunun da halk iştikakına göre "Bızoluk" dan olmayıp "Boz okluk"danmuharref olduğu şüphesizdir. Türkmenlerin Salur kabilesinde "Karaman"larla Yalvaç (Yalavaç)ların Kazak - Kırgızlarda Karamanlarla Süyündük (Süyünlü)lerin bulunması dikkati çekmektedir.”[5]
 
Yer adlarını inceleyerek ve tarihi bilgi ve belgeleri karşılaştırarak Karamanlıların geliş güzergâhları hakkında bilgi sahibi olabilmekteyiz. Karamanlılar Türkistan’dan getirdikleri yer adlarının yanında Azerbaycan’dan da yer adları getirmişlerdir. Bunlardan bazıları şöyledir.
 
Azerbaycan Şirvan’a bağlı Salyan kentinin güneyinde Büyük Karaman ve Küçük Karaman köyleri mevcuttur.Nahçıvan’daZeyve adlı köy bulunmaktadır. Ermenek’te Eski adı Zeyve olan Yaylapazarı köyü, ünlü mesire yeri Zeyve Pazarı bulunmaktadır. İlk yerleşim yerlerinden olan Mara –Bu gün Slifke ilçesine bağlı Kırobası- Azerbaycan Şirvan yöresinde Mara Çayı olarak karşımıza çıkmaktadır.
 
Konya’nın bir ilçesi olan Taşkent, Karamanlıların Ermenek’i almak için gittiği güzergâh üzerinde olup Özbekistan’ın başkenti, tarihi Taşkent’in adının hatırasına verilmiş olmalıdır.Taşkent ilçesinin Belenyurt beldesinin Kuzey batısında Tanrı dağı (2408 m.) bulunmaktadır. Tanrı Dağları, Orta Asya'da bulunan büyük dağ sistemlerinden birini oluşturan sıradağlardır. Bugünkü siyasi coğrafya dikkate alınırsa, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin merkezi kısımlarına yayılır. Türkistan’da Kırgızistan’ın Issık Kul’un güneyindeki tarihi Tanrı Dağları’nın anısına verilmiş olmalıdır.
 
Aladağ, Karaman’ın güneybatısında yer alan, bir kısmı Karaman ilinde bir kısmı ile Konya’nın Hadim ve Taşkent ilçelinde yer alan bölgenin adıdır. Şikari’de geçtiği hali ile Alatağ, Kırgızistan’da Alatoo veya Alatau biçiminde söylenir. Bu gün Taşkent ilçesine bağlı Balcılar’ın eski adı “Alata’dır.”  Karamanlılar Ermenek dolaylarını almak için bu yoldan gitmişler ve giderken bu bölgede gördükleri dağlara bu adı vermişler ve kurdukları köye de “Alata” ismini vererek yâd etmişlerdir.
 
Karamanlıların geliş güzergâhı üzerinde de çelişkiler mevcuttur. Kars bölgesinden Anadolu’ya geldiğini aktaranların yanında Hakkâri bölgesinden girdiğini belirten tarihçilerde mevcuttur.[6] Bunu teyit eden bilgi, Osman Turan’ın tespit ettiği Batman’da Cisri Karaman adında bir köprü ve su anlamına gelen Abı Karaman yer adlarının olmasıdır. Bu köprünün adı sonradan “Malabadi Köprüsü”, nehrin adı da Batman Suyu olmuştur.Artukoğlları döneminde 1147’de yapılan bu önemli köprüye ve altından geçen nehre Karaman adının verilmesi, Karamanlıların bu dönemde önemli işler yaptığının kanıtıdır.[7]Yine Mardin Kızıltepe ilçesinde “Karaman” adlı köy bulunmaktadır.
 
Destanlardan çıkardığımız sonuç, Karamanlıların ilk Altay Dağları İrtiş Irmağı çevresinde yer aldığı, sonra Sirderya boylarında yaşadığı, Nogaylara komşu olduğu, Karadağ’ın bugün Güneybatı Kazakistan topraklarında olduğu, buradan Mangışlık’a geldikleri, bu nedenle de Karamanlıların Azerbaycan’a gelmeden evvel bu bölgelerde yaşadığı, anlaşılmaktadır.Azerbaycan bölgesinden de Tuğrul Bey’in akınlarına katıldığını, Artukoğulları içerisinde yer aldığını, buradan da 1228 yılında Ermenek, Gülnar, Mut, Silifke ve Karaman’ın Güneyindeki Toroslara yerleştiğini görüyoruz.
 
KAYNAKLAR:

    Abdulkadir İnan, 1986, “Tarihte ve Bugün Şamanizm Materyaller ve Araştırmalar”, TTK Yayınları, 3. Baskı, Ankara

    Fahrettin Öztoprak, Oğuzların İsyanı ve Babai Türkmenler, Türk Dünyası Araştırma Vakfı Yayınları, İstanbul, 2012

    Faruk Sümer, 1980, “Oğuzlar Tarihleri -Boy Teşkilatları-Destanları”, Ana Yayınları, İstanbul

    Hasan Bülent Paksoy, ALPAMIŞ, Rus Yönetimi Altında Türk Kimliği, AACAR (Orta Asya Araştırmalarını Geliştirme Derneği) Kitap Dizisi, Ankara, 2012

    Kuplandı Batır Destanı, http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/12864,kobilandibatirdestanipdf.pdf?0

    KuzıyKürpasDestanı, http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/12865,alpamisbatirdestanipdf.pdf?0

    Osman Turan, 2017, “Doğu Anadolu Türk Devletleri Tarihi”,  Ötüken Neşriyat, İstanbul

    ŞıhabeddinTekindağ “Karamanlılar” İslam Ansiklopedisi c.6, 316

    ÜLKÜMEN Osman, 2018, “Destanlar ve Yer Adları Bağlamında Orta Asya’dan Ermenek’e Karamanlılar” Ed: H. Muşmal, E. Yüksel, M.A. Kapar, Cilt I, Palet Yayınları, Konya (2017 Ermenek Araştırmaları Sempozyumu Kiatabı)

    ÜLKÜMEN Osman, 2018, “Destanlar ve Yer Adları Bağlamında Orta Asya’dan Ermenek’e Karamanlılar” Ed: H. Muşmal, E. Yüksel, M.A. Kapar, Aybil Yayınları, Konya, (Sempozyum Özet Kitabı)

 [1]- O. Ülkümen, “Destanlar ve Yer Adları Bağlamında Orta Asya’dan Ermenek’e Karamanlılar”, C. I. s.251-270[2] - Kökpar: At sırtında oğlak veya keçi derisini çekerek oynanan oyun.[3] - Kız oynak : Genç kız ve genç erkeklerin bir arada eğlendiği, bir arada çeşitli oyunlar oynadığı bir şölen.[4] - http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/12865,alpamisbatirdestanipdf.pdf?0[5] - Abdülkadir İnan, 1986, s. 137-143[6] - Fahrettin Öztoprak, 2012, 63,248)[7] - Osman Turan, 2017, s. 235 Osman ÜLKÜMEN
Araştırmacı - Yazar

karaman karamanoğulları osman ülkümen karaman tarihi altaylardan karamana