Anne babalar dikkat! Facebook bebekleri büyüdü…

Facebook 16 yıl önce kuruldu. Mark Zuckerberg ün ortaya çıkardığı platform, insanlığın tüm çevrimiçi paylaşım davranışları için bir milat haline geldi. Üçüncü kişilere ne göstereceğimiz ile ilgili tüm ketumluklara demode gelenekler gibi bakılmaya başlandığı, özel hayat sınırlarının davranış bozukluğu sınırında genişletildiği bir dönem… Söz konusu sancılı geçiş evresinin; acı tecrübeler, yol kazaları ve bilinç altına akan […]

Facebook 16 yıl önce kuruldu. Mark Zuckerberg ün ortaya çıkardığı platform, insanlığın tüm çevrimiçi paylaşım davranışları için bir milat haline geldi. Üçüncü kişilere ne göstereceğimiz ile ilgili tüm ketumluklara demode gelenekler gibi bakılmaya başlandığı, özel hayat sınırlarının davranış bozukluğu sınırında genişletildiği bir dönem…

Söz konusu sancılı geçiş evresinin; acı tecrübeler, yol kazaları ve bilinç altına akan gözyaşlarıyla birlikte yıllar içinde kendisine doğal bir denge bulduğunu söyleyebiliriz. Ancak Facebook ile belirginleşen ‘Her deneyimi hikaye yapmazsam gerçekten o anı yaşamış sayılır mıyım? ve ‘Çocuğumun fotosunu paylaşmazsam anne/baba olduğuma inanırlar mı? gibi sorular Instagram ve benzeri mecralarda şekil değiştirerek hayatta kalmayı başardı.

Bu yazının iştigal konusu ise yukarıdaki ikinci soruyla ilgili. Çocuklar (çocuklarımız) tüm bu paylaşım fırtınası sırasında fikri (ve rızası) sorulmayan bir kesim. Sayılara bakarsak;

ABD de 2014 te yapılan bir araştırmaya göre Facebook kullanan annelerin yüzde 97 si çocuğunun fotoğrafını, yüzde 46 sı videosunu paylaşıyor.2015 te İngiltere de yapılan bir araştırmaya göre ortalama bir anne-baba, 5 yaşına gelene kadar çocuklarının yaklaşık 1000 fotoğrafını paylaşıyor.Ergen yaştakilerin yüzde 76 sı çevrimiçi gizlilikleri konusunda büyük kaygı duyuyor. (The Family Online Safety.) Michigan Üniversitesinin 10-17 yaş arasındakilerle ilgili yaptığı bir araştırma da çocukların velilerin paylaşımları konusunda endişeli olduğunu ortaya koyuyor.

Bu noktada paylaşımlarla ilgili iki olası risk öne çıkıyor. Biri daha teknik düzeyde bir sorun. Doğum tarihi, yeri, çocuğun ismi gibi veriler dijital bir kimlik hırsızlığına davetiye çıkarabilir. İkincisi ise daha hukuki ve etik bir tartışma. Rıza verecek yaşta olmayan, bazı durumlara sadece agu diyerek tepki koyan bir kişi ile ilgili internette yapılan paylaşım, o insanlar büyüdüğünde bir kriz haline gelebiliyor.

London School of Economics in Medya ve İletişim Bölümü eski başkanı Sonia Livingstone a göre bu noktada paylaşılan içeriğin doğası önemli: “Bence ‘bedel sorusu ile başlamalıyız. Çocuğun öfke nöbeti geçirirken çekilmiş görüntüsünü paylaşırsanız bunun gelecekte bir bedeli olacaktır. Her foto değil ama bazı fotoğraflar sorunlu.”

ʻʻ