Bakan Özlü: "Kim ne yaparsa yapsın, Türkiye'nin yükselişine engel olamayacak"

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Türkiye'yi durdurmak için terör örgütlerine kucak açanların olduğuna dikkat çekerek, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın bir programına engel olan Almanya'yı işaret etti.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Türkiye’yi durdurmak için terör örgütlerine kucak açanların olduğuna dikkat çekerek, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın bir programına engel olan Almanya’yı işaret etti.

Bakan Özlü, Bilecik Ticaret ve Sanayi Odasında düzenlenen “Çalışan Bilecik Büyüyen Türkiye” toplantısında iş adamlarıyla bir araya geldi. Burada konuşan Bakan Özlü, dünyadaki haksızlıklara karşı zalimin karşısında ve mazlumun yanında yer aldıklarını söyledi.

Ekonomiyi, sanayiyi, demokrasiyi, sosyal yapıyı her geçen gün daha da güçlendirdiklerini belirten Özlü, “Marmaray gibi, Avrasya Tüneli gibi, üçüncü havalimanı gibi ve daha nice dev projeyi hayata geçiriyoruz. Elbette bu yol, güllük gülistanlık bir yol değil. Bu yolun zorlukları var. Türkiye’nin yükselişinden rahatsız olanlar var. Türkiye’yi durdurmak için terör örgütlerine kucak açanlar var. İşte en son Almanya’yı gördünüz. PKK’ya şehir meydanlarında miting yaptıran Almanya, Adalet Bakanımız Sayın Bekir Bozdağ’ın bir programına engel oldu. Kim ne yaparsa yapsın, Türkiye’nin yükselişine engel olamayacaklar. Türkiye’nin yükselişinden, dev projeleri hayata geçirmesinden, referandumda evet çıkacak olmasından ve daha birçok şeyden korkuyor olabilirler. Ancak şunu akıllarına yazsınlar; Korkunun ecele faydası yoktur” dedi.

“2016 yılı, ülkemiz için oldukça zorlu bir yıl oldu”

Daha güçlü bir Türkiye, daha güçlü bir ekonomi için yapılması gerekenlere odaklanılması gerektiğini aktaran Özlü, “Biliyorsunuz, 2016 yılı, ülkemiz için oldukça zorlu bir yıl oldu. Ancak hamdolsun, yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen, ekonomimiz dimdik ayaktadır. Özellikle geçtiğimiz yılın son çeyreğinden itibaren ekonomide gözle görülen bir toparlanma süreci başladı. Ekonominin sağlam temelleri ve aldığımız hızlı tedbirler neticesinde, hem iç pazarımız canlandı hem de ihracatımız artmaya başladı. Bu dönemde, iç talebi artırmak ve KOBİ’lerin uygun şartlarda finansmana erişimini sağlamak için birbirinden önemli adımlar attık. Mesela KOSGEB aracılığıyla KOBİ’lerimize sıfır faizli 50 bin lira kredi vermeye başladık. Bu krediye 770 bin başvuru geldi. Gerekli şartları sağlayan bütün KOBİ’lerimizin peyderpey bu krediden yararlanmalarını sağlayacağız. Böylece piyasalara toplamda 10 milyar TL’yi aşan bir nakit akışı sağlamış olacağız” diye konuştu.

İstihdam seferberliği

“Bu dönemde attığımız en önemli adımlardan birisi de İstihdam seferberliği oldu” diyen Bakan Özlü, şöyle devam etti:

“Sayın Cumhurbaşkanımızın başlattığı bu projeyi çok önemsiyoruz. Devlet olarak, bu yıl ilave olarak istihdam ettiğiniz kişiler için 773 liraya denk gelen sigorta, fon ve vergi ödemelerini sizlerden almıyoruz. Yani bu sene işe aldığınız kişiler için sadece onların maaşını ödeyeceksiniz. Bu da asgari ücretli çalışanların maliyetinde yüzde 35’e varan bir indirim anlamına geliyor. Bu millet, özellikle 15 Temmuz’da gerçekten büyük bir fedakarlık gösterdi. Hepimiz bu fedakarlığın karşılığı olarak, bu borcun karşılığı olarak, bu seferberliğe katılmalıyız diye düşünüyorum. Sizleri, istihdam seferberliğine katılmaya ve sunduğumuz büyük imkandan yararlanmaya davet ediyorum.”

“Biz böyle bir yanlışa düşmedik”

Bu tür konjonktürel gelişmelerin yoğun yaşandığı bir dönemde, yapısal reform çalışmalarının ihmal edilebileceğini kaydeden Özlü, “Biz böyle bir yanlışa düşmedik. Ülkemizin, ekonomi çevrelerinin ve sizlerin orta ve uzun vadede daha fazla ve daha nitelikli üretim yapmanızı sağlayacak adımları atmayı sürdürdük. Bizim temel meselemiz üretmektir. Hem nicelik olarak hem de nitelik olarak daha fazla üretmektir. Üretimde teknoloji seviyemizi, katma değerimizi artırmak zorundayız. Son 14 yılda, bunu sağlamak için, Ar-Ge’ye yönelik çok önemli destek mekanizmaları kurduk ve geliştirdik. Çabalarımızın karşılığını da aldık. Ar-Ge harcamalarımız, Ar-Ge personelimiz, patent başvurularımız arttı. Üretim ve ihracatımız içinde, düşük teknolojili ürünlerin payı yüzde 10 civarında azalırken, orta teknolojili ürünlerin payı da benzer oranda artış gösterdi. Ancak bu yeterli değil. Şimdi sırada yüksek teknolojinin payını artırmak var. Bu amaçla geçtiğimiz yıl, Ar-Ge Reform Paketi’ni hayata geçirdik. Bu paketle, özellikle Ar-Ge merkezi kurulmasını kolaylaştırdık. Bilecik’te sadece 2 Ar-Ge merkezi var ve biz bu rakamı Bilecik için asla yeterli görmüyoruz. Ar-Ge Reform Paketi’nden yararlanmanızı ve bu sayıyı artırmanızı sizden istiyoruz. Bilecik teşvik sisteminde 3’üncü bölgede yer alıyor. Ancak yüksek teknolojili ürünlerde yapılacak yatırımlar 5’inci bölge gibi destekleniyor. Yine OSB’lerde yapılan yatırımlar ile orta-yüksek teknolojili bazı sektörlerde yapılacak yatırımlar da 4’üncü bölgedeymiş gibi destekleniyor. Sizlerden bu imkanları değerlendirmenizi istiyoruz” ifadelerini kullandı.

“Sistemi, istikrarın kaynağı haline getirmeliyiz”

Özlü, ekonominin istikrarı sevdiğini anlatarak, şöyle konuştu:

“Siyasi istikrar, güçlü ekonominin temel şartıdır. İstikrarlı bir politik yapı, ekonomik kalkınmaya devamlı surette olumlu yansıyacaktır. Türkiye’de şu anda istikrar var. Ancak bu yarın da olacağı anlamına gelmiyor. Çünkü bugünkü istikrar sistemin kendisinden değil, Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Başbakanımızın uyumlarından kaynaklanıyor. Bunu değiştirmeliyiz. Sistemi, istikrarın kaynağı haline getirmeliyiz. Kişilerden bağımsız olarak, sistem üzerinden siyasi istikrarı teminat altına almalıyız. Seçimlerle ve hükümetlerle ilgili belirsizliklere son vermeliyiz. Yürütmedeki iki başlılığı muhakkak ama muhakkak bir surette ortadan kaldırmalıyız. Türkiye’yi daha hızlı karar alabilen ve aynı zamanda bu kararların etkin bir şekilde denetlenebildiği bir ülke haline getirmeliyiz. Bütün bunlar, ekonomi için, yatırımcılar için çok önemlidir. En fazla teşvik veren ülke de olsak, hatta vergileri tamamen de kaldırsak, siyasi istikrar olmazsa, ülkeye yeteri kadar yatırım çekemeyiz. 16 Nisan referandumu işte bu yüzden çok önemli. Referandum sonucunda çıkacak bir Evet kararı, Türkiye’ye büyük güç katacak. Bu sonuçtan en büyük gücü ise ekonomimiz, sanayicimiz, esnafımız, KOBİ’lerimiz devşirecek. Bu nedenle, iş dünyamızın, demokrasiyi güçlendiren, karar alma süreçlerini iyileştiren ve istikrarı teminat altına alan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne, ‘tabi ki evet’ diyeceğine inanıyorum. Bu vesileyle, referandum sonuçlarının şimdiden sanayimiz, ekonomimiz ve ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum.”