TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop:

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, noktalı virgülün Ankara'nın çok sevdiği bir imla işareti olduğunu ve bu yüzden mevcut olan anayasanın çok farklı yorumlandığını söyledi.TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul...

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, noktalı virgülün Ankara’nın çok sevdiği bir imla işareti olduğunu ve bu yüzden mevcut olan anayasanın çok farklı yorumlandığını söyledi.

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Şentop, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İktisat ve İdari Bilimler Fakültesi Prof. Dr. Fazıl Tekin konferansa salonunda, ESOGÜ Gençlik Konseyi tarafından düzenlenen “Yeni Anayasa, Yeni Türkiye” adlı konferansa katıldı.

Konferansta Konuşan Mutafa Şentop, bugünkü mevcut 82 Anayasası’nın başlangıç kısmında bir ifade olduğuna dikkat çekerek, “Anayasanın başlangıç kısmı önemlidir Türkiye’de, çünkü anayasa metnine dahildir. Çoğu kişi başlangıç kısmını okumaz bile. Ama anayasa metnine dahildir. Anayasanın maddeleri gibi başlangıç kısmı da anayasa hükmüdür. Onun sonuna doğru bir yerde, tabi niye böyle söylüyorum, başlangıç kısmı uzunca bir metin ama tek cümlelik bir metindir. Burada ifadelerin arası noktalı virgüllerle ayrılmıştır. Noktalı virgül Ankara’nın çok sevdiği bir imla işaretidir. Aslında normal imla işareti olarak çok fazla kullanılmaz fakat Ankara’da çok kullanılır. Çünkü, noktalı virgülle cümle hem bitmiş oluyor, hem de bitmemiş oluyor. O yüzden kullanışlı. Eğer işinizi görmüyorsa iki noktalı virgül arasındaki ifade bir sonrakine kadar uzatabilirsiniz, bir öncekini dahil edebilirsiniz. Yine istediğiniz sonuca ulaşamıyorsanız diyebilirsiniz ki ‘bu zaten tek cümle baştan sona biz geneline bakabiliriz’ diye. Oradan bir yorum çıkartabilirsiniz. O bakımdan başlangıç kısmı böyle bir metin, sonuna doğru şöyle bir ifade var; ‘bu anayasa sözüne ve ruhuna sadakatte anlaşılır ve uygulanır’ diyor. Anayasanın bir sözü var, birde ruhu var. Sözünü biliyoruz okuduğumuz metin 18 değişiklikle değiştirdiğimiz metin. Ruhu nedir anayasanın? Anayasa gibi bir metne ruh koyduğunuz zaman burada bir ruhun ne olduğunu söyleyecek her aşamada ruhunun olduğunu söyleyecek bir merciye ihtiyaç var” dedi.

“Sürücü kursiyer arabasına benzetiyoruz”

Mevcut anayasayı sürücü kurslarındaki araçlara benzeten Şentop, yeni anayasayla aracın mekanizmalarının sökülmesi gerektiğini belirtti. Şentop, “Yine sol tarafta aynı şoför oturuyor. Sağ tarafta sürücü eğitmeni oturuyor. Bu aracın farkı işte o sağ tarafta oturan kişinin de aracı kontrol edebilmesi mümkün. Onun önünde de fren, gaz pedalı, debriyaj bulunuyor. Manuel araçlarda. Direksiyon var bazılarında sağ tarafta da. Baktığınızda aracın soldaki sürücü kullanıyor gibi anlaşılıyor ama kritik yerlerde sağdaki kontrol ediyor. Bazen sağdaki eğitmenin müdahaleleri soldaki sürücünün de fark edemeyeceği kadar ince müdahaleler, bazen onun da fark edeceği şekilde müdahaleler. Bazen o tamamen devre dışı bırakıp kendisi üstleniyor aracı. Bizde 12 Mart ve 28 Şubatta olan müdahalelerde olduğu gibi. Bazen de çok sinirleniyor sağdaki adam, kapıyı açıp soldaki sürücüyü aşağı atıyor. 12 Eylül 1980 darbesinde olduğu gibi. Şimdi bu araç Türkiye’deki anayasal sistem, siyasi sitemdir. Bizim yeni anayasa derken kastettiğimiz, biz bu aracı bırakalım, yerine yeni trafikte seyreden normal bir araç yapalım, Türkiye’deki yeni anayasal sistem. Normal olsun, normalleştirme dediğimiz çok basit bir ifadedir ama AK Parti’nin 2002’den bu yana yaptığı bütün gelişmeler Türkiye’de hepsi toplamda bu en güzel normalleştirme ile ifade edilebilir. Bu aracı normalleştirelim. Bunu yapamadık. Bugüne kadar bu araca 18 defa müdahale olmuş ama bunların hepsi boyasını düzeltmek, vuruk varsa onu düzeltmek, döşemesini değiştirmek gibi müdahaleler. İlk defa bu 19’uncu değişiklikte bu aracın mantığına müdahale ediyoruz., ruhuna dokunuyoruz. Bu 19’uncu değişiklik bu aracın sağ tarafındaki o sağda oturanın kumanda etmesine imkan veren mekanizmaları sökmek. Bu gaz pedalı, fren, direksiyon bunları sökeceğiz. Vesayetle izah ediyoruz biz. İlk meselemiz bu. Bu hükümet sistemi değişikliği esaslı olan bu anayasa değişikliğinin birinci derecesi Türkiye’de vesayetin tasfiye edilmesidir.15 Temmuzdaki FETÖ teşebbüsü buydu. Sağdaki kapıyı açıp sağ tarafa oturmaya teşebbüs ettiler. Çünkü onlar biliyor ki sağ tarafa otururlarsa bu araca istikamet verebilirler, soldakini yönetebilirler. Bunu biliyorlar. Onun için teşebbüs ettiler. Bizde milletimizle beraber aşağı attık o teşebbüs edenleri de. Ama sağ tarafa yeniden birisi oturduğunda aracı kullanabilir. O halde yapılması gereken, o mekanizmaların sökülmesidir. Onları söktükten sonra bu tehlike ortadan kalkıyor. Sağ tarafa kim oturursa otursun, arkaya oturan yolcudan faklı bir gücü, durumu olmayacak. Eğer bunlar sökülürse. İşte 16 Nisan’daki değişiklik bu aracın sağ tarafında oturanın araca müdahale etmesine imkan verme mekanizmalarının sökülmesi anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’de başkan çok”

Türkiye’de herkese ‘başkan’ denildiğini aktaran Şentop şunları söyledi:

“Türkiye’de başkan çok. Şimdi Almanlar söylerler Almanya’da her doktor diye seslenseniz Almanya’nın yüzde 50’sine isabet etme ihtimaliniz var diyorlar. Doktorası olanların sayısı fazla. Bizde de merhaba başkanım deseniz sokakta yarısı bakar insanların. Çünkü herkes başkandır mutlaka. Hani başkan yardımcılarına da başkan diyoruz ya. Bir de eski başkanlara da başkan demeye devam ediyoruz. Okul aile birliğinden tutun, dernek başkanı, başkan yardımcısı gibi Türkiye’nin yarısı başkan. Şimdi Amerika’da, Amerika Birleşik Devletlerinde Başkanına The President diyorlar. Onu dediğiniz zaman Amerikan başkanıdır. Fakat bizdeki başkan, a president anlamına geliyor. Yani herhangi bir başkan. Herkes başkan. Türkiye Cumhuriyeti Başkanını da özel, sadece onan mahsus bir ifade kullanmak doğru olur diye düşündüğümüzden Cumhurbaşkanı ifadesi bir tane olur bir ülkede.”