Büyük Düşünmek Zorundayız

Konya Aydınlar Ocağı'nda Türk Şiirini anlatan eski Konya Kültür Müdürü Doç. Dr. Mustafa Çıpan, Türk şiirini seven gençlere ve insanımıza 'Şeyh Gâlib gibi büyük düşünün. Büyük düşünmek zorundayız' dedi.

Konya Aydınlar Ocağı’nda Türk Şiirini anlatan eski Konya Kültür Müdürü Doç. Dr. Mustafa Çıpan, Türk şiirini seven gençlere ve insanımıza “Şeyh Gâlib gibi büyük düşünün. Büyük düşünmek zorundayız” dedi.

Muhabirimizin edindiği bilgiye göre, Konya Aydınlar Ocağı’nın Selçuklu Salı Sohbetleri’nde, eski Konya Kültür ve Turizm Müdürü Doç. Dr. Mustafa Çıpan, karşılıklı diyalog şeklinde yaptığı ‘Cân ile CânanSohbeti’nde Türk Şiiri’ni dile getirdi.

Türk edebiyatında müstesna bir yer tutan Divân Şiirini şâirleriyle birlikte ele alarak konuşan Dr. Mustafa Çıpan, sözlerine, Konya’nın, bir kültür ve medeniyet merkezi olduğunu ve Osmanlı Cihan Devletine yol ve yön verdiğini belirterek İslâm medeniyetini temsil kabiliyeti göstermesi bakımından da Mevleviliğin kurulduğu ve yönetildiği bir şehir olduğunu ifade ederek başladı. “Başken susturulmak istenir ama başkentler konuşur. Konya’nın riyaset ve firaset itibariyle Bursa’dan, Edirne’den ve İstanbul’dan evveliyeti vardır. Hakikat odur” diyen Dr. Çıpan, sonra Hz. Mevlâna’nın şu sözünü hatırlattı: “Hz. Pir, ‘Biz sufiler sizin mahallenize geldik. Allah rızası için bize güzelliğinizden bir şeyler veriniz’ der. Demek ki insanın talebi güzellik olmalıdır.” Dr. Çıpan, Konya’nın güzellikleri arasında Yasin ve Fetih surelerinin taç kapısı girişinde birbirleriyle kucaklaşan İnce Minareli Darül Hadis ile ahşap işlemeciliğinin harikası olan Beyşehir Eşrefoğlu Camisi ile Mevlâna Türbesi’ni gösterdi.

Gençler Büyük Düşünmek Zorunda

Genç dinleyicilere “Aşk nedir? Hiç âşık oldunuz mu? Hayatınızda hiç şahit tuttunuz mu?” sorularını yönelten Dr. Çıpan,Şeyh Gâlib’inSadettin Kaynak tarafından bestelenen “Fâriğ olmam eylesen yüz bin cefâ sevdim seni” adlı aruz vezniyle yazdığı şiirini okuyarak izahını yaptı. Çıpan, “Bu şiirde zaman ve mekân bakımından mutlak kuşatıcılık var mı? Var. Bu zaman ve mekândayaşayanlar açısından mutlak kuşatıcılık da olduğuna göre, siz de aşkınıza böyle şahitler bulun. Büyük düşünün. Büyük düşünmek zorundayız.” dedi.

15. yüzyılın önemli şairlerinden Şeyhî, Ahmed Paşa ve Necati’nin şiirlerinden de örnekler veren Çıpan, 1550’lerde vefat eden Türk şiirinin en büyük şairi olan Fuzulî’nin ömründe İstanbul’u hiç görmediğini ifade ederek “‘Hoşça bak zatına kim zübde-i âlemsin sen/ Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen’ diyen Şeyh Gâlib, 24 yaşında divân tertip ediyor. Hızını alamıyor bir mecliste sohbet üzerine iki yıl sonra Dünya’nın en önemli eserlerinden biri olan “Hüsnü Aşk” adlı mesnevisini yazıyor. O şöhreti elinin tersiyle bir kenara itiyor ve Konya’ya gelerek Ebubekir Çelebî’ye kapılanıyor.1001 günlük çilenin bir yılını burada geçirdi. Ailesi ve şeyh efendinin etkileyici ikazıyla İstanbul’a dönüyor. İşte Şeyh Galib’in başına bunlar geliyor.” diye konuştu.

“Şiir Anlaşılmaz, Hissedilir”

Sohbetine “Şiir anlaşılmaz, hissedilir. Onun için şairler zor adamlardır. Bir defa sanatkârlar zor insanlardır. Çünkü onların bakışları, onların hissedişleri bizim gibi değildir. Bizim göremediğimizi görürler. Bizim hissetmediğimizi hissederler.” şeklinde devam eden Çıpan, Mehmed Çavuoğlu’nun yazdığı Divanlar Arasında adlı eserin divan şiirini genç nesle sevdirdiğini ve kendisinin de “Bir Safâ Bahşedelim” adlı klasik Türk şiirden seçmelerin yer aldığı bir kitap /CD meydana getirdiklerini söyledi. Eserde 18 şairin 25 şiirini seçip o şiirler için özel beste yaptırdıklarını ve şiirlerinin hepsini de okuduğunu belirtti. Klasik Türk şiirinin sadece Osmanlı’nın hakim olduğu coğrafyasının değil bütün Türk Devletleri coğrafyasını da kapsadığını kaydeden Çıpan, tarihi derinliğinin 700 yıllık olduğunu belirterek “Hakikaten dünya edebiyatı ve dünya mûsıkîleri arasında bu edebiyat ve bu mûsıkîyle boy ölçüşebilecek herhangi bir edebiyat ve mûsıkî bugün de yok, gelecekte de olacağına bir ihtimal verilmemekte” dedi.

İl Halk Kütüphanesinde gerçekleştirilen Divân Şiiri üzerine olan sohbetini“Vakt-i şerifler hayrola/ Hayırlar fethola/ Şerler defola/ Kulüb-ı âşıkânküşâd ola/ Demler, safâlarziy’ade ola” sözleriyle sona erdiren Doç. Dr. Mustafa Çıpan’a, “Dîvân-ı İlâhiyât” adlı kitap hediyesini Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Dr. Mustafa Güçlü ve Dr. Çıpan’ın talebesi birlikte takdim etti.

İsmail Ethem Taboru