Mevlevîler Mutî Anlayışa Sahipler

HİSDER'de konuşan Doç. Dr. Mustafa Akkuş, Moğollara karşı Mevlevîlerin mücadele etmediklerini belirterek 'Mevleviler, tasavvufun da gereği olarak mutî bir anlayışa sahipler' dedi.

 HİSDER’de konuşan Doç. Dr. Mustafa Akkuş, Moğollara karşı Mevlevîlerin mücadele etmediklerini belirterek  “Mevleviler, tasavvufun da gereği olarak mutî bir anlayışa sahipler” dedi.

Muhabirimizin edindiği bilgiye göre, Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nin bu haftaki Cuma Sohbetleri’nde, “İlhanlıların Anadolu’daki Dini Siyaseti” anlatıldı.

Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Ortaçağ Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Akkuş, Cengiz Han’dan başlamak üzere Moğolların İslâm dünyası ile Anadolu’ya dönük dini siyaseti üzerinde durarakbüyük katliamlar gerçekleştirdiklerini söyledi. Ahmet Keleşoğlu Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen sohbette, Şaman inancına sahip olan Cengiz Han’ın kendisine muti olan bütün din adamlarına saygı gösterdiğini, onları vergi ile harçlardan muaf tuttuğunu ve onları toplayarak sohbetlerinde bulunduğunu söyledi. Ögeday Han’ın Müslümanlara yaklaşımının Cengiz Han’dan daha mülayim olduğunu ifade eden Doç. Dr. Mustafa Akkuş,Mengü Han döneminin, İslâm dünyası açısından daha tehlikeli bir dönem olduğunu ve Karakurum’da yaşayan Budistlerin, Taoizm inancına sahip din adamlarına münazarayı kaybettiklerinde hiç hoş görmeyerek öldürdüklerini belirtti. Mengü Han döneminde Hülagû’ya verilen görevle İsmailliler (Bâtınîlik)’in kalelerinin bir bir zaptedilerek ortadan kaldırıldığını kaydeden Doç. Dr. Akkuş, Hülagû Han’ın karılarının hemen hemen hepsinin nasurî Hristiyan olduğunu belirtti.1243’te de Kösedağ Savaşında Selçuklu Türklerini yenilgiye uğratan Moğolların, 1256’da Tebriz’de İlhanlı yönetimini kurarak Alamut Kalesi’ni ele geçirdiklerini ve 1258’dede Bağdat’ı işgal ederek Abbasi Halifeliğini ortadan kaldırdıklarını söyledi. Hülagû Han’ın Bağdat’ta Müslüman mahallelerinde büyük katliamlar yaparken Hristiyan ve Şii bölgelerine pek fazla dokunmadığı da dile getirildi. Moğolların 1231’de Sivas’ta büyük katliam yaptıklarını ve daha sonra 1242’de Baycu Noyan’ın Erzurum, Sivas ve Kayseri’de katliamlara giriştiğini kaydeden Akkuş, Kayseri’de Moğollara karşı savaşan Ahileri ise Kalenderilerin arkadan vurduklarını belirtti. Kalenderi zümrelerin Anadolu’da yayılmasının sebepleri arasında Moğolların bu zümreye büyük destek vermelerinden kaynaklandığını dile getiren Akkuş, Şaman inancına sahip olan Baycu Noyan’ın Hristiyan inancına pek fazla hoşgörüyle bakmadığını da ifade etti.

Moğolların Dinî Zümrelerle İlişkileri

Kalenderi zümrenin Moğolların yanında yer aldıklarını ifade eden Akkuş, “Anadolu’da dini zümreler içerisinde Hülagû Han’la beraber hareket eden zümreler de var. Bunların başında Kalenderiler, Cevlakiler, Rufaîler geliyor. Peki Mevlevilerin bu konudaki rolü ne? Kalenderiler’den daha farklı. Mevlevileri biliyorsunuz, tasavvufinin de gereğiolarak muti bir anlayışa sahipler. Dönemin en büyük siyasi ve askeri gücüne karşı itaat etmenin gereğini düşünürler. Tasavvufi anlayışlarında da bu var.  Nitekim Sultan Veled de, Karamanoğlu’yla diyaloğunda açık ve net olarak “Allah’ın takdiri ve iradesi onların yanında” diye söylüyor.” dedi.

Moğol istilasına ve İlhanlı tahakkümüne karşı Anadolu’da özellikle Türkmenler, Ahiler, Ekberiler, Bektaşiler ile Kührevilerin mücadele ettiklerini ve en başta olanların da Ahiler olduğunu söyleyen Akkuş, “Sosyo-ekonomik ve kültürel yönleri de olan büyük bir kesim ve zümre olan Ahilerin, o dönemde II. İzzeddin Keykavus’un yanında hareket ettiklerini görüyoruz.” diye konuştu.

Sohbetin sonunda Doç. Dr. Mustafa Akkuş’a, derneğin teşekkür şiltini HİSDER Başkan Yardımcısı Mustafa Dündar takdim etti.

 

 İsmail Ethem TABORU

Anlayış