ZİRAAT ODASI; "ALLAH YARDIMCIMIZ OLSUN"

Karaman ve bölgesinde yağışların azlığı kuraklık tehdidini de beraberinde getiriyor.

Bölgemizde ve ülkemizde küresel ısınmaya bağlı hem kar hem de yağmur yağışlarında yaşanan bu meteorolojik kuraklık, başta tarım sektörü olmak üzere büyük endişe oluşturuyor.

TEHDİT BÜYÜYOR

Son yıllarda tarımda vahşi tarımsal sulama kullanımı, baraj, göletler, zirai ilaç kalıntıları, evsel ve sanayi atıklar nedeniyle kirletilmesi gibi nedenlerle hızla yok olan tatlı su kaynakları ve göller, son yıllardaki yağışların giderek azalmasıyla da kuraklık riski ve tehdidi büyüyor.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2020 yılı kuraklık haritalarında, aralık ayında Ege, Akdeniz, Güneydoğu, Doğu Anadolu, Trakya ve Karadeniz'in bazı bölgeleri haricinde; Türkiye'nin önemli bölümünün yağış almadığı, aralık ayı ile son 3 ve 6 aylık dönem haritalarında da 'olağanüstü ve şiddetli kuraklık' görülüyor.

BAŞKAN BAYRAM; “ALLAH YARDIMCIMIZ OLSUN”

Bir zamanlar tahıl ambarı olarak bilinen Karaman ve Konya ovası, artan kuraklık riskine karşı da tarımsal anlamda tedbirlerini almaya özen gösterirken, Karaman Ziraat Odası son yıllarda yaşanan bu durumu “Kuraklıkta Acil Durum” olarak özetliyor. Karaman Ziraat Odası Başkanı yaptığı paylaşım ve kuraklık haritasını kamuoyu ile paylaşırken, Ziraat Odası Başkanı Mehmet Bayram;

“Meteoroloji Genel Müdürlüğü Aralık ayı kuraklık haritalarını yayınladı. Normalin Yüzdesi Metodu’na göre ülkenin büyük bölümü  “Şiddetli Kurak, Acil Durum” yaşıyor.  Allah yardımcımız olsun. Ayrıca son yıllarda ilimizde zeytin bahçelerinin yaygınlaştırılmasında çok ciddi mesafe alınmış, ağaç sayısı önemli ölçüde artmıştır. Ancak bu yıl olduğu gibi iklim değişikliği zeytin üretimini de çok etkileyecek görünüyor.”dedi.

SU ZENGİNİ DEĞİLİZ

Kararsız yağışlarla göller ve yer altında suyun depo edilememesi nedenleriyle su birikmediği ve ülkemizi hidrolojik kuraklığa sürüklediğine vurgu yapan uzmanlar bu konu hakkında; “Hidrolojik kuraklık, meteorolojik kuraklığı artırmaktır. Su ve nem olmaz ise yağış da olmaz. Bilhassa tatlı su kaynaklarımızın aşırı kirlenmesi de çok önemi bir etkendir. Su zengini değiliz. Su kıtlığı yaşamaktayız. Su havzaları yanlış kullanılmaktadır ve bu konuda maalesef gerekli önlemler hala alınmamıştır.”diyerek de uyarılarda bulunuyor.