Özellikle memur ve memur emeklileri için yapılacak artış, yalnızca enflasyon verilerine değil, aynı zamanda toplu sözleşme hükümlerine de bağlı olarak belirlenecek. Enflasyon farkının yanı sıra toplu sözleşme ile belirlenen ek zam oranı, bu kesim için önemli bir kazanım niteliği taşıyor. Uzmanlar, mevcut hesaplamalara göre memur ve memur emeklilerinin zam oranının yaklaşık yüzde 16,71 seviyesinde kalabileceğini öngörüyor. Bu oran, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin beklenen zammı olan yüzde 15,60 civarına göre daha yüksek. Ancak aradaki yüzde 1,11’lik farkın, geçmiş dönemlere göre daha düşük olduğu ve büyük bir maaş eşitsizliği yaratmayacağı da ifade ediliyor.
Bu zam dönemi, aynı zamanda memurlar açısından toplu sözleşme sisteminin önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Enflasyonun düşük seyrettiği yıllarda toplu sözleşme artışları, memur kesimi için koruyucu bir mekanizma görevi görüyor. Bu bağlamda, zam oranlarının Temmuz ayında açıklanacak enflasyon verileriyle kesinlik kazanması beklenirken, gözler hem TÜİK rakamlarında hem de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın olası düzenlemelerinde olacak.
Toplu Sözleşmenin Belirleyici Gücü
Memur ve memur emeklileri açısından maaş artışları yalnızca enflasyonla sınırlı değil. Bu grup, her iki yılda bir yapılan toplu sözleşmeler sayesinde enflasyonun üzerinde artış alma imkânına sahip olabiliyor. 2024-2025 yıllarını kapsayan son toplu sözleşme, memur ve memur emeklilerine Temmuz 2024 zammı için yüzde 10 oranında bir artış hükmü getirmişti. Bu oran, yılın ilk altı ayında gerçekleşen enflasyonun yüzde 15,6 seviyesinde tahmin edilmesiyle birlikte yüzde 6,71'lik bir enflasyon farkı eklenerek toplam zam oranını yüzde 16,71 seviyesine taşıyor.
Bu tabloya göre, toplu sözleşme sistemi memurlar için bir koruma kalkanı işlevi görüyor. Özellikle enflasyonun hedeflenen düzeyde kaldığı dönemlerde, sabit toplu sözleşme zamları memurlara reel gelir artışı sunabiliyor. Ancak enflasyonun yüksek seyrettiği yıllarda, bu sistemin zam oranlarını sınırlı oranda artırması da zaman zaman eleştiriliyor. Bu durum, SSK ve Bağ-Kur emeklileri ile memur emeklileri arasındaki farklılığı daha da görünür kılıyor.
Zam Farkı Dengelenir Mi?
Kamuoyunda sıkça gündeme gelen bir diğer konu ise SSK ve Bağ-Kur emeklileriyle memur emeklileri arasındaki zam farkı. Mevcut hesaplamalara göre, bu iki kesim arasında yüzde 1,11’lik bir zam farkı oluşacak gibi görünüyor. Uzmanlar, bu farkın geçmiş yıllara göre oldukça düşük olduğunu ve maaşlar üzerinde belirgin bir adaletsizlik yaratmayacağını ifade ediyor. Ancak, bazı çevreler bu oranın sembolik de olsa eşitlenmesi gerektiğini savunuyor.
Hükümetin bu konuda adım atıp atmayacağı ise belirsizliğini koruyor. Geçtiğimiz yıllarda zaman zaman eşitleme adımları atılsa da bu yıl için benzer bir düzenleme beklentisi zayıf görünüyor. Çünkü ekonomik dengeler ve bütçe kısıtları, sosyal transferlerde daha temkinli adımlar atılmasını gerektiriyor. Bu da maaş zamlarında yapılacak düzenlemelerin sınırlı kalabileceğine işaret ediyor.
Enflasyon Verileri Belirleyici Olacak
Temmuz ayı yaklaşırken gözler Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıklayacağı enflasyon verilerine çevrildi. Ocak-Haziran dönemi enflasyonu, özellikle SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin alacağı zammı doğrudan belirleyecek. Şu ana kadar açıklanan veriler doğrultusunda yılın ilk yarısında yüzde 15,60 civarında bir artış öngörülüyor. Bu oran kesinleştiğinde, bu kesime yapılacak zam netleşecek.
Memur ve memur emeklileri için ise bu veri, enflasyon farkının ne kadar olacağını belirleyecek. Toplu sözleşmede öngörülen yüzde 10’luk artışa eklenecek fark, nihai zam oranını ortaya çıkaracak. Bu nedenle, Haziran ayı enflasyon oranı zam oranlarının belirlenmesinde kritik rol oynayacak.
Memurlar İçin Güvence, Emekliler İçin Bekleyiş
Toplu sözleşme sistemi sayesinde memurlar, yıl başında ve ortasında belirli bir artışı garantileyebiliyor. Ancak emekli vatandaşlar, özellikle SSK ve Bağ-Kur grubu, sadece enflasyon oranı kadar zam alabiliyor. Bu durum, uzun vadede maaşlar arasındaki farkın açılmasına neden olabiliyor. Özellikle düşük prim ödeyen kesimler açısından emekli maaşlarının yetersiz kaldığı ve hayat pahalılığı karşısında ciddi geçim sıkıntısı yaşandığı sıkça dile getiriliyor.










