Kanun tasarısının detaylarına göre, bu hassas süreç titiz bir değerlendirme mekanizmasına bağlanıyor. Müracaatlar, söz konusu hastanın tedavisini üstlenen hekimler tarafından değerlendirilecek ve nihai karar tek bir hekimce verilebilecek. Bu uygulamanın hastane ortamı yerine, hastanın kendi evinde de gerçekleştirilebilmesine olanak verilmesi de dikkat çeken detaylar arasında bulunuyor.
Sağlık personelinin etik ve dini inançları dikkate alınarak vicdani ret hakkı tanınacak. Sürecin şeffaf ve denetlenebilir olması için bağımsız bir ulusal komisyon oluşturularak. Bahsi geçen komisyon, her vakanın hukuki ve etik kapsamda uygunluğunu inceleyecek.

UZMAN PERSONEL YETİŞTİRİLECEK
Kanun tasarısı yalnızca ölüm hakkını düzenlemenin yanında, yaşam sonu bakım hizmetlerinde de köklü reformlar öngörüyor. Palyatif bakım hizmetlerine erişim anayasal güvence altına alınacak ve bu alanda on senelik kapsamlı bir ulusal strateji hayata geçirilecek. Bu çerçevede, palyatif bakım merkezlerinin sayısı artırılacak ve bu alanda uzman çalışanlar yetiştirilecek.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un ikinci döneminin önemli sosyal reformlarından biri olarak değerlendirilen bahse konu tasarı, ülkenin yaşamın son evresine yaklaşımında tarihi bir dönüm noktası oluşturuyor. Fransa genelinde destekçileri ve karşıtları olan kanun tasarısı, ülkenin laiklik ve bireysel özgürlükler konusundaki hassas dengelerini yansıtıyor. Tasarının yasalaşması durumunda, ülke bu alanda İspanya, Belçika ve Hollanda gibi ülkelerden sonra Avrupa'nın önde gelen ülkeleri arasında yer alacak.










